Dağcılık, insanoğlunun erişilmesi zor gözüken zirvelere çıkma isteğinden doğan bir çeşit spordur. Bu arzu insanı en sert koşullarda dahi yılmadan başarıya ulaştırmaya zorlar. Dağcılık, insanların gücünü kanıtlama duygusunun dışa vurumudur.
Genellikle bir ekip halinde yapılan bir spor olan dağcılıkta pek çok dağ için yüksek sezon zamanları vardır. Bu zamanlarda dağlardaki teleferikler, tırmanıcıların ihtiyaçlarını temin edebilecekleri dağ barınakları gibi tüm hizmetler kullanılabilmektedir. Sezon bittiğinde bu yerler kapanmaktadır. Bazı rotalar yalnızca resmi tırmanış zamanlarında kullanıma açılmaktadır. Çok sevilen tırmanış rotaları özellikle hafta sonları ve tatil günlerinde kalabalık olmaktadır.
Dağcılık sporunu yalnızca belirlenmiş bir dağın doruğuna zirve tırmanışı olarak görmemek gerekir. Dağcılığı tırmanış sırasında karşılaşılabilecek tüm doğal ve doğal olmayan kişi veya kişilerden meydana gelebilecek sorunların üstesinden gelmek ve tekrar geriye gelmek üzerine kurgulanmış bir spor branşı olarak düşünmek gerekir.
Burada dağcılık konusunda sizlere rehber olabilecek pek çok konuyu paylaşıyor olacağız.
Kitap Önerisi:
Bir Dağcının Güncesi
24 yaşındaki Nasuh Mahruki Bir Dağcının Güncesi’nde, ilk kez 7000 metrelik bir dağa tırmanıyor, ilk kez bir kitap yazıyor, ilk kez bu kadar zorlu bir hedefin peşine düşüyor ve ilk kez iç dünyasını hem kendine hem de bizlere bu kadar açıyor.
Hep merak etmişimdir, nedir bu bazı insanları dayanılmaz bir şekilde kendine çeken çağrı; kimini yollara, kimini denizlere, kimini dağlara götüren bu çağrı. Neden ve nasıl bazılarını her yerden, her şeyden kopartır da, çoğu insan tarafından hissedilmez, anlaşılmaz bile.
Sanırım bazı ruhlarda bu dünyaya karşı çok büyük bir açlık var. Tutku içten geliyor, eylem yalnızca onun dışavurumu.